Söze ve kaliba sigmayan “askin” bir yönü vardir “ask”in. Insanoglunun sasakaldigi ve hayrete düsüp hakikatle yüzlestigi bir yön… Burada insan hayret vadisi ile marifet vadisi arasinda gidip gelir. Kah kendinden geçerek susar, kah coskun bir heyecanla konusur. Konustugu zaman sorularin da sökün ettigi andir: Ask nedir? Asik kimdir? Masuk niye vardir? Ask, asik ve masuk üçlüsünün birlestikleri nokta ve ayristiklari yön neresidir? Ask sonlunun sonsuza mi dokunusudur yoksa gelip geçici duyuslarin dizginsizce disavurusundan mi ibarettir? Askta insani çekip çeviren, varliga rengini veren, bilgiyi yöneten ne vardir? Bir nükte ki söylense noksan kalir, söylenmese sirrindan hiçbir sey eksilmez, öyleyse bunca laf neyin nesidir?…Fahreddin-i Iraki modern arastirmalarda Islam’in fideli d’amore’u (ask dostlari) olarak bilinen ve tevhidin sirlarini ask dilinde izah eden sufidir. Aski yine ask ile aramis bir asik olarak Iraki, Ask Metafizigi adli eserinde yukaridaki sorularin pesindedir. Ve buldugu cevaplari cömertçe paylasmaktadir.Türk okuyucusunun yakindan tanidigi Seyid Hüseyin Nasr’in takdimi, William Chittick’in yorumlari esere ayri bir lezzet katmaktadir.