“Arif Nihat’ın şiiri, elli beş yıl kesintisiz devam eden bir sanat cehdinin eseridir. Sayı yönünden bakılırsa kesinlikle büyük bir emeğin, keyfiyet olarak da inkârı mümkün olmayan bir bedii seviyenin göstergesidir. Cumhuriyet devri şiirini objektif bir tavırla değerlendirecek olan her araştırmacı, bu gerçeği görecek ve Arif Nihat’ı şiirimizin ustaları arasındaki yerine yerleştirecektir. Çünkü, bütün söyledikleri aynı seviyede olmasa bile, Türk dilini kusursuz bir şekilde kullandığı şiirlerinin sayısı sanılandan daha fazladır. Onda hecenin, aruzun ve serbest veznin çok olgun örnekleri mevcuttur. Rubai gibi, gerçekten zor bir nazım şeklini büyük bir rahatlıkla kullanmış, dar bir kalıp içine geniş anlamlar sığdırabilmiştir. Türk tasavvuf şiirine, gerek söyleyiş gerek duyuş seviyesi yönünden kuvvetli örnekler kazandırmıştır. Günlük hayattan ferdî ihsaslara, vatan coğrafyasından en eski tarihî devirlere, bedenî arzulardan ilahi aşka, derin tefekkürden zarif nüktelere, geniş bir müsamahadan en sert hicivlere kadar uzanan tema çeşitliliği ile de “her şeyin şiiri” diyebileceğimiz çok yönlü, çok zengin ve hemen her toplum kesimini ilgilendirecek bir muhteva ortaya koyabilmiştir.”
* * *
Arif Nihat Asya’nın bereketli şiir vadisinde, onun şahsiyetini ve diğer eserlerini de dâhil ederek bu çok yönlü sanatkâr hakkında hacimli ve kalıcı bir eser ortaya koyan Saadettin Yıldız, böylece, “objektif tenkidin yerine vefa duygusunun ağır bastığı” diğer pek çok çalışmadan farklı olarak, büyük şairi ilmî bir titizlikle ele alıp değerlendirebilmiş, bu yolda ilk sayılabilecek öncü bir eser ortaya koymuştur.