Bu kitap kısa bir otobiyografidir. Neredeyse 40 yıllık çalışma yaşamımı özetler…
Almanya’da bulunduğum sürede fabrikalardaki çalışma koşullarını, ırkçılığın ve milliyetçiliğin göçmen işçiler üzerindeki etkilerini özetlemeye, aynı zamanda göçmen bir işçi olarak gelişmeler karşısında bir seyirci olarak durmanın yanlışlığını, tersine aktif karşı çalışmaların gerekliliğini göstermeye çalıştım. İşçilerin ve emekçilerin uluslararası alanda ortak çalışmalarının, birbirlerinden öğrenme ve öğretmenin önemine vurgu yaptım.
25 yıllık “Gurbetçi” yaşamından sonra doğduğum coğrafyaya geri dönüşümde bir “Almancı” olarak yaşadığım zorlukları ve buna rağmen edindiğim deneyimleri işçilere ve emekçilere aktarmanın değişik yollarını gösterdim. Hem uluslararası konferanslarla ve hem de çalıştığım sendikaların üyelerine sınıf mücadelesine farklı bir bakışın mümkün olduğunu anlatmaya çalıştım. Sendikalardaki yerleşik anlayışlara karşı yeni fikirlerin yeni deneyimlerin aktarılması ve maddi bir güç haline getirilmesinin zorluklarını ve buna rağmen doğru görüşlerin doğru metotlarla işçilere götürüldüğünde olumlu gelişmelerin mümkün olduğunu bu kitabı okuyanlar görebilir. Yine bu kitapta insan hakları mücadelesinin önemine vurgu yapılmakta, doğa ve çevrenin korunması için mücadele etmenin gerekliliğine de vurgu yapılmaktadır.
Bu deneyimlerimi okurlarıma ulaştırabildiğim ölçüde hep birlikte daha güzel günlere doğru yol alabileceğimizi düşünüyorum.