Musiki, güzel sanatların kulağa hitap eden bir türü, aynı zamanda ses üzerine kurulu olan sanat ilmidir. İnsanın varoluş sürecini derinden etkileyen bu sanatın, zevki terbiye etme gibi bir özelliği olmakla beraber, kalbi tesviye eden, aklın aşırılıklarını törpüleyen, böylece temiz bir akıl, narin bir kalp ve ince bir zevk anlayışı var eden bu manevi taraf, ‘madde’ planında sanatların en güzelini ortaya çıkarmaktadır. Bu ortaya çıkarışın estetiğe bakan düşünsel kısmı ise oldukça derin bir konudur. Bu kitap, bu derinliğe ulaşmayı ‘kendi ideali’ bilen, musikinin iç ahenginden aldığı ilhamla, tüm varlığını sanatsal bir heyecanın kollarına bırakan şahsımın bir tür ‘kafa kâğıdı…’ tabiri caizse; sanatsal portresidir.
Ritim, tabiatın ana unsurudur. Yaratılan her canlınınsa kendine göre bir ritmi vardır. Akşamsefası, bu ritmin notalarına kendini bırakanların hikâyesidir. Perde perde ilerleyen bu ritim, insanı düşüncenin sularına sürükleyerek, göklerin maviliği içindeki sonsuz sanat şuurunu görebilmenin yegâne bakışını sunar. Bu ‘bakış’ maddi anlamda nice konserleri, manevi planda da sayısız hikmetleri beraberinde getirdi.
Bu kitap, tüm bu yaşanılan tiyatral sahnenin gerçekliğinden bir katreyi sizlere sunmak için yazıldı.