Insan yasam serüveni içerisinde evren tasavvurunu olusturma, hayatini anlamlandirma, sürekli bir sorgulama içerisindedir. Ancak, kendini bulan insan evren tasavvurunu olusturabilir. Kendini bulmak ise vahyi odak noktasi olarak alan zihin için gerçeklesebilecek bir süreçtir. Vahiy beserin hayatini sekillendiren ve ona sahsiyet kazandiran tek odak noktasidir. Sahsiyet olusturacak saglam bir egitim süreci vahyin bize sundugu tedrisat ve Resulün örnekligiyle mümkündür. Zehra Türkmen, “Çocukluktan Yasliliga Vahiy ve Egitim” kitabinda, çocukluk ve yaslilik sürecinde vahyin bize sundugu tedrisatla beraber sahsiyet olusumunun nasil gerçeklestirilebilecegine dair fikirler vererek; ayetler, resul ve sahabe örnekligiyle kitabini zenginlestirmistir.Çocukluktan itibaren baslatilacak olan bu egitim sürecinde ilk ve önemli nokta ebeveynlerin tevhidi perspektife göre hareket edebilme bilincidir. Ebeveynlerin bu hassas egitim sürecinde basvurabilecekleri birçok ayeti degerlendiren Türkmen; ayni zamanda çocuklarin ebeveynlere karsi tutumunun da önemli oldugunu belirten vurgularda bulunarak, ayetler sunmustur. Bu egitim sürecinin gerçeklestirilmesinde birçok sorunun yani sira, en temel eksikligin “Kuran merkezli diri ve yeterli bir toplumsal yapiya sahip olmadigimiz” gerçegi oldugunu belirtmistir. Dizilerle, sinema ve dergilerle çocuk ve gençlerin hayatina olumsuz müdahalenin yogun oldugu, cahili egitim sistemine muhatap bir neslin muhafazasi, ebeveynler açisindan daha da zorlasmistir. Türkmen kitabinda ebeveyn tutumlarini basliklar altinda inceledikten sonra bu zor sürece olumlu katkilar saglayacak önerilerde bulunarak, nebevi sünnetten örneklerle yazdiklarini desteklemistir. Cahili egitim sistemine alternatif olarak, tevhidi bilincin oturtuldugu bir yuvanin öncelikli oldugunu vurgulayan Türkmen, Tahrim suresinin 6. ayetinde bize anlatilmak istenilenin altini çizer : “Ey iman edenler, kendinizi ve ailenizi atesten koruyun…” Türkmen bu ayetle birlikte ev ve aileyi “ ahiret hayatinin ekini” olarak degerlendirmistir.Çocuk ve gencin modern çagin girdaplarina kapilmamasi için önemli olan bir baska noktayi Hz. Ali’nin sözüyle aktarmistir yazarimiz: “Çocuklarinizi kendi zamaniniza göre degil, onlarin yasayacagi zamana göre yetistirin.” Iletisim çaginin olumsuz etkilerine, cahili sisteme, bize sunulan suni gündemlere, kapitalizmin gençligin gündemini dejenere eden tüm araçlarina karsi set olusturmayi kolaylastiracak bu tavsiye, egitimde mihenk tasi görevi görmelidir.Kitabinda sokak çocuklari ve huzur evleri gibi toplumsal sorunlara yer veren Türkmen; sefkatsizligin, merhamet ve vahye yabancilasmanin temel sonucu olan bu sorunlara çözüm arayisindadir. “Sokaklarin çocugu olmaz, bu ayip hepimizin” sözüyle de bu önemli sorunun altini tekrardan çizerek, bu soruna çözüm getirmenin her Müslüman’a ait imani bir vazife oldugunu hatirlamak gerektiginden bahseder. Ayni sekilde yaslilara olan hürmet ve sayginin ‘huzur’ evleriyle gündemden düsmesiyle birlikte; yaslilara yabancilasan bir nesil, tecrübeyi yadsiyan bir bilinç dogmustur. Türkmen’in ifade ettigi gibi: “Yaslilarla iliskiler bakimevi ve huzurevi açmak seklinde kurumsallasmanin soguk ve seküler yüzünden ziyade; sünnetullah geregi tutarli ve ibadi bir sorumlulukla yerine getirilmelidir.”Içinde birçok temel ve önemli basligi barindiran 136 sayfalik bu kitap Ekin Yayinlari’nca basilmis; ebeveyn odakli görünse de genç-yasli herkesin rahatlikla okuyabilecegi, anlasilir ve akici bir dille okuyucuya sunulmustur. Sorunlara çözüm arayisinda samimi bir üsluba sahip olan Türkmen, okuyucuda da ayni endiseleri uyandirip samimiyet olusturuyor.