Hayatı hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığımız Salih Afîf Efendi’nin Divanı, İngiltere’de British Museum Kütüphanesi kataloglarında tespit edilmiştir. Afîf, XVIII. yüzyılın hattat divan şairlerindendir. I. Abdülhamid, III. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde yaşamış, II. Mahmud’un tahta çıkışından dört yıl sonra 1812 yılı Ekim ayında vefat etmiştir. İstanbul’da Ayvansaray semtinde ikamet etmiş, müderrislik görevinde bulunmuştur. Nakşıbendi tarikatine mensuptur. Hayatının belli bir döneminde Ayvansaray’daki evinde inzivaya çekilmiş kitap okuyup hat yazarak vaktini geçirmiştir.
Ketîbe-i gam-ı sevdâyı def’e kâfîdür
Diyâr-ı vahşet ü âlâmda dü yâr-ı enîs
Bulınmaz anlara sâlis sevâd-ı âlemde
Birisi hüsn-i kitâbet biri kitâb-ı nefîs (Afîf Divanı, Kıt’a/1)
Şair yukarıdaki şiirinde ‘Vahşet ve keder dünyasında, sevda gamının sıkıntılarından kurtulmak için hüsn-i hat ve güzel bir kitap gibi iki dostun yeterli olduğunu’ ifade etmiştir. Burada Afîf’in dünya hayatında sıkıntılar çektiğini, bunlardan kurtulmak için kitaplara ve hüsn-i hatta sığındığını anlamaktayız.
Elimizde bulunan Afîf Divanı tek nüshadır ve hacimli değildir. Afîf, Sebk-i Hindi akımı ile XVII. yüzyılın önde gelen şairlerinden Nef’î ve Nâbî tesirinde çok güzel beyitler kaleme almıştır. Hattat olduğu için hattatlara ve hat terimlerine yer verdiği manzumeleri de mevcuttur.
Afîf, Divanına Hazreti Muhammed için yazdığı na’t türünde altı beyitle başlamıştır. Bu beyitlerin ilk ikisi örnek olarak aşağıda verilmiştir.
Habîb-i Hak kitâb-ı âleme dîbâçedür bî-şek
İşâretdür buna dîbâçede zikr-i salât itmek
Sevâd-ı çeşmini tahrîr-i na’ta çün fedâ eyler
Miyân-ı nâsda kadr-i devât elbet olur evfer