Kocatepe Olayi; hala Türkiye medyasinda tartisilmakta olan ve yaklasik 20 yildir hakkinda gazetelerde yazilan yazilar birçok kitaba sigacak kadar yer almis, daha içerisinde çok bilinmeyenli noktalari olan bir olaydir. Bu olay üzerine oldukça büyük spekülasyonlar yapilsa bile Harekat baslar baslamaz Kibris’in güneyinde bulunan Baf kentinin savunmasi ve 21 saat sonra düsüsüyle ilgili oldugundan ötürü Baf çarpismalarinin bu olaydan ayrilamayacagini düsünerek, benim kendimin de bilfiil içinde bulundugum “Baf Çarpismalari ile Kocatepe Olayi”nin birlikte ele alinmasi gerektigini düsünmekteyim. Savasin basladigi andan itibaren Baf ve çevresinde meydana gelen olaylar, Kocatepe gemisinin de kaderini belirlemistir. Aradan 36 yil geçti. “Baf Çarpismalari ve Kocatepe Olayi” tüm gizemini koruyarak toplumsal hafiza ve yarginin önüne getirilip tartisilmali ve tarihe mal olmalidir diye düsünerek bu tarihi olayi yazmayi düsündüm. Bu konunun gerçekten tartisilmasiyla aradaki bazi karanlikta kalmis noktalarin, kesin resmi açiklamalar olmasa bile, tüm yönleri ile realist ve objektif bir sekilde,kamuoyunun dikkatine getirilmesi taraftariyim. Yorumlamayi ve gerekirse yargiyi Kibrisli Türk halki ve Türkiye kamuoyu yerine getirmelidir. Tabi, bunu yaparken yaklasik 20 yildir Türkiye medyasina göz attigimizda çok degisik tartismalar ve de objektif kosullar da göz önüne getirilmeden yorumlanmakta ve Türkiye ile Kibris’in kuzeyindeki kamuoyunun önüne getirilmektedir. Kocatepe Olayi salt bir savas gemisi olayi olarak algilanirsa ve de Baf olaylari veya çarpismalari nazari dikkate alinmazsa, tarihin dogru verilisi olamayacagina inaniyorum. Dolayisiyla bu olayi dile getirirken dogru bir sonuca erismek için en uçtan en ilimli noktalara kadar sorular sormakta ve bunlar üzerinde bilimsel yaklasimlarla tarihe yardimci olmaya çalismaktayim. Bir olayin açikliga kavusmasi için analitik soru yöntemiyle yaklasimlar yapmak esasinda olayla ilgili olan kesimlere de yardimci olmaktadir. Eger ortada yanlisliklar olmussa veya ortaya yanlisliklar çikmissa o sorunlarin çözümüne böyle bir yöntemleyaklasilmalidir. Bunun yaninda demokratik bir anlayisin ve de seffafligin gelismesi için bu tip sorularin sorulmasi gerektigine inanmaktayim. Tabi ki burada da demokrasi ve hosgörünün önemli bir yeri vardir.