Hukuk antropolojisi, sosyal bilimler sahasında yeni bir disiplin olmakla, dünyada yeni olduğu kadar, ülkemizde pek de bilinmeyen disiplinlerden biridir. Özellikle eski sömürgelerle, modernleşme çabası içinde olan Doğu ülkelerinin Batı’dan ithal ettikleri hukuk sistemlerinin; “Avrupa merkezciliğinin, insanlığın ilerlemesinde bir merkez değil, bir düşünce biçimi olduğunun” göz ardı edilmesi, Batılı hukuk sisteminin, yerel şartlara cevap veremediği durumlarda sık sık reformlara gidildiği, toplumsal çatışmalara yol açtığı ve darbelere gerekçe olduğu bilinmektedir.
Memleketimizde olduğu kadar hemen hemen tüm Doğu ülkelerinde siyaset, iktisat ve bürokraside, iktidar ve muhalefet ilişkilerinin norm ve devlet mevzuatı arasındaki toplumsal hayatta karşılığı; genel olarak yazılı olmayan kanunların (teamül hukuku) sadece merkezden uzak yerlerde değil, şehir hayatına da hâkim olduğu görülmektedir. Bu sebeple Doğu ülkelerinde kanunlar, dekoratif karakteriyle, hiyerarşinin sağlamlaştırılması için siyasi mücadelenin aracına dönüşmekte, Batı’dan ithal edilen kanunlar, bu ülkeleri geliştiremediği gibi aksine devleti siyasal ve hukuki alanda arkaikleştirmeye itmektedir.
V. Boçarov, St. Petersburg Devlet Üniversitesi’nde vermiş olduğu dersler üzerinden geliştirdiği bu tezlerle, saha araştırma gözlemlerine dayanarak, modernleşme çabası veren; Güney Amerika’dan, uzak Asya’ya, Rusya’dan Orta Asya’ya, Türkiye ve Ortadoğu ülkelerine birçok devletin içinde bulundukları açmazları ve barındırdıkları çelişkileri mukayeseli hukuk ve antropoloji bağlamında; akademisyenlerden hukukçulara, kanun yapıcılardan siyasetçilere kadar geniş bir bakış açısı sunmaktadır.
Bir akademisyen olan Boçarov’un bu gücü, meslekten bir antropolog olarak, saha çalışmalarının antropolojik verilerini, hukuk formasyonuyla, titiz bir ilim adamı ciddiyetiyle disipline etmesinden ileri gelmektedir.