“Duyularimiz büyülenme ile mantik arasinda bir yerde asili kalmis, özgürlügün cazibesine kapiliyor ve ardindan da günese kosan sarhos yusufçuklar gibi uçmaya basliyoruz. Kendimizi Yürüklerle kolayca özdeslestirebilirdik ama burada geçici oldugumuzu unutmak mümkün degil…”Bir Türk Ailesinin Öyküsü’nün yazari irfan Orga (1908-1970), bu kez ellilerin Türkiye’sinden rengârenk manzaralar anlatiyor. Avrupa’da yasayan yazar, artik Batili bir entelektüel olarak ülkesini ziyaret ediyor, büyük ilgi duydugu göçebe toplulugu Yürüklerin yasantisina 3 hafta ortak oluyor.Onlarin gelenek ve göreneklerini, hayat tarzlarini, samanlik gibi kadim ögretilerini birbirinden ilginç anekdotlar esliginde olaganüstü bir canlilikla betimleyen Orga, bir yandan da genç Cumhuriyet hakkinda, büyük sehirlerden ve kirsal kesimden, oldukça çarpici gözlemlerde bulunuyor.Tipki Carlo Levi’nin basyapiti Isa Bu Köye Ugramadi’da oldugu gibi, it Ürür Kervan Yürür’ün derinlere isleyen etkisi, dogayla ve yüzyillar boyu degismeden yasayan bir toplulukla yüz yüze gelen Batili bir entelektüelin varolus, güzellik ve geçen zaman hakkindaki iç düsüncelerini olanca samimiyetiyle, siirsel bir dille aktarmasinda yatiyor.“irfan Orga kuvvetli hayal gücüne sahip, güzelligi algilayabilen ve felsefi egilimleri olan bir yazar. Ama her seyden önce, dogruyu arayan bir yazar.”