Amerikalı yazar Ernest Hemingway
“Dili katmanlandırarak kullanabilirsiniz elbette ama dil, önce yalın ve doğru sözdizi mine sahip cümleler içinde ustalaştırır” der. Taşkıran da sade ve resmeden diliyle öy- küleri bize okutturuyor. Çoğu yazarın düştüğü hataya düşmeden, betimleme adına dolambaçlı cümlelerle metinleri boğmadan, birbirinden çok farklı karakterler ve me- kanlarla bizi bir gezintiye çıkarıyor.
Bu gezinti bazen Ankara bozkırlarının tozlu tarla yolları, bazen Almanya’nın sıla kokan
günleri ve geceleri, bazen de Kirmanşah’ta bir zeytin ağacının gölgesi oluyor. Öykü dili sade ama resmedici özelliğe sahip. Çoğu karakteri gözle görülür derecede hissediyorsunuz. Bu yalın ama bir o kadar da canlı cümleler sizi yormadan coğrafya- lar arası bir tura çıkaracak..
İhsan Birgül Gazeteci- Yazar
Ali Taşkıran, yılların birikimini, yıllar sonra okuyucuları ile paylaşıyor. Bu öyküleri oku-
maya başladığınız zaman yolculuklara da hazır olmalısınız. Size valizinizi hazırlayın
demeyeceğim ama sürekli hareket halinde olacaksınız. Her öykü sizi alıp beraberin- de farklı bir coğrafyaya götürür. All Taşkıran’ın güzel anlatımı ile gözlerinizin önünde film karelerini andıran görüntüler hızla geçer. Bu öykülerle kimi zaman Almanya’da bir fabrikada gurbetçilerin zor çalışma şartlarında, uğradıkları ayrımcılığa ve onların temiz umutlarına tanıklık eder, kimi zaman Anadolu bozkınnda veya Mezopotam-
şeyler bulur, onlara adeta bir bir dokunursunuz. Ve işin güzel tarafı yazar Ali Taşkı- ran’ın kurgularına bayılacaksınız. Her öykünün tadındaki farklılık sizi mest edecektir.
Yazar:Aydın Yılmaz