Terceme-i Tevarîh-i Şeref Han
Şerefnâme’nin 1682 tarihinde Palu Beyi Yansur Bey’in Katibi Şem‘î tarafından yapılmış Osmanlıca Tercümesi Nûbihar Yayınları tarafından basıldı. Bir mukaddime/giriş, dört ana ve bir de hatime/sonuç olmak üzere toplam altı bölümden oluşan Şerefnâme, yazılışından yarım asır kadar sonra yazarın torunlarından Abdal Bey’in oğlu Şeref Hân’ın isteği üzerine Muhammed bin Ahmed Bey tarafından 1668 tarihinde Osmanlı Türkçesi’ne çevrilmiştir. Çok kısa bir süre sonra ise Şerefnâme metni 1682 yılında Mirdasî Zaza aşiretinin Palu’da yöneticilik yapan yöneticisi Yensûr Bey’in saray kâtibi Şem’î tarafından Terceme-i Tevârîh-i Şeref Hân adıyla bir kez daha Osmanlı Türkçesine çevrilmiştir. Bu çevirinin bir öncekinden farkı, Palu ve Egil beylerinin yaklaşık bir asırlık tarihçesini eserin metnine eklemesidir. Şem’î’ye ait bu tercüme, Mirdasî aşiretinin söz konusu dönemdeki tarihini içermesi açısından önemlidir. Şem’î, Palu beyi Yensûr Bey için yaptığı bu çalışmaya Palu Mirdasî Beyliğinin tarihçesini Şeref Hân’ın eserini tamamladığı 1597 tarihinden tercümenin bittiği tarih olan 1682 yılına kadarki olayları da eklemiştir. Egil’de hükümdarlık süren Mirdasî Zaza aşiretine mensup Mustafa Bey için de yeni bir nüsha hazırlamıştır. Şem’î tıpkı Palu kısmında yaptığı gibi Egil’de hüküm süren Mirdasî Zaza beylerinin 1684 yılına kadar ki tarihçesini de çeviri metnine eklemiştir. Böylelikle Şem’î’nin hazırladığı bu çalışma metin çevirisi olmanın ötesinde iki önemli Zeyli ihtiva etmesi itibariyle önemli bir kaynak vazifesi görmektedir. Öte yandan etnik kimlikleri ve tarihleri hakkında spekülasyon yapılan Zazalara ilişkin otantik bir başvuru kaynağına kavuşmuş bulunmaktayız.