Biz yola, ya devlet basa ya kuzgun lese diye çiktik…Ittihatçi avi alabildigine sürüyordu… Itilafçi subaylar, aramadik delik birakmiyor, bohçaci kadin kiliginda, Arnavut zerzevatçi kimliginde, Ittihatçilarin mesken tuttugu mahalleleri tariyordu. Sokaklar issiz, hava sikintili, gözler yasli, nazli sancak boynu büküktü…Ittihatçilarin bazisi yargilaniyor, bazisiysa Bogazliyan Kaymakami Mehmed Kemal gibi idam ediliyordu. Ve iste o zaman Ittihatçi tayfasi pabucun pahali oldugunu anladiIstanbul’un dörtbir yanina dagildi, tam siper oldu!Peki, ne olmustu da Osmanli gibi koca bir imparatorlugu elinde tutan Ittihatçilar bu duruma düsmüstü?Bir grup Ittihatçi, Baytar Miralay Nuri Bey’in evinde toplanarak ülkenin gidisatindan, savastan, Talat ve Enver beylerden, millete hürriyet ve özgürlük getirme düsüncesinden konusuyor, planlar yapiyordu. Italya’nin Trablusgarp’a saldiracagi söylentileri dolasmaya baslamisti. Trablusgarp sorunu, Italya’da Osmanli düsmanligini artirmis, Türkler korku ve dehsetle anilir olmustu. 1911 Eylülü’nde Italya ile Osmanli arasindaki gerilim ise tirmaniyordu.Savas kaçinilmazdi… Ve Osmanli’nin Trablusgarp’taki varligi da son bulmustu.Böylesi gerilimli bir ortamda karsi karsiya gelen Enver Pasa ile Mustafa Kemal’in Millî Mücadele öncesi rolleri ne olacakti?Aziz Üstel’den Osmanli’nin Son Kartallari’nin sürükleyici hikâyesi…