“Simon Kuper’in ‘Futbol asla sadece futbol degildir’ siari bize çok rehberlik etti ama oyunun yitisine karsi, bazen artik ‘Futbol sadece futboldur,’ diyesimiz geliyor.”
Böyle diyor, elinizdeki kitabin yazari-çizeri. Fakat futbol sadece futboldur derken bile, yesil sahayi sinirlayan çizgilerin içinde oynanan topla birakamiyoruz isi. Çünkü bir futbol maçi oynanirken, o maçtaki her futbolcunun, her hakemin, teknik direktörün, o maçi seyreden, yasayan her taraftarin o 90 dakika boyunca kendi hikâyesi yaziliyor. Tribünde onbir kurgulayanlar, radyo basinda takiminin gol haberini bekleyenler, meramlarini pankartlarla ifade etmek isteyenler… Tanil Bora’nin futbolun rekabet merkezinden uzaklasarak yazdigi bu “yan” hikâyelerin bir kismini topladik bu kitapta. Ve Turgut Yüksel’in essiz çizgilerinin arasina yerlestirdik.
Futbolun, “kazanma” duygusunu tatmin etmeye hapsedilmis 90 dakikalik bir itis kakis olmadigini hatirlamak için bir firsat: Rövesata golleri gibi estetik güzelliklerin yani sira, almasini bilen için, içinde sonsuz haz barindiran bir dünyanin kapisini açiyor Turgut Yüksel ve Tanil Bora.
Futbol, futbol sahasini sinirlayan çizgilerle sinirli degildir kuskusuz.