O kis hayatlarimiz sarmasik dallari gibi birbirine geçecek, bütün felaketler ve kötülükler bizi bulacakti. Birbirimizin varligindan haberimiz yokken, hayatlarimizi var eden tesadüfler birlestirecekti bizi. Sarmasiklarin sirnasik ciliz gövdeleri gibi asklarimiz, kederlerimiz, kayiplarimiz ve arzularimiz birbirine dolanacakti.Picasso’nun yetenegini bizzat övdügü ve artik renkleri taniyamayan bir ressam olan Ali Ferah ile kitaplari yok satan, dünyaca ünlü, Nobelli ama artik harfleri taniyamayan bir yazar olan Salim Abidin’in yollari bir nörologun muayenehanesinde kesisir. Bu kesisme, onlarin ve etraflarindaki herkesin hayatini, bir sarmasik gibi, merdiven merdiven birbirine baglamaya ve dolandirmaya baslar. Bu roman Nobel ödüllü yazarin son romani mi yoksa hayati onunla tanistiktan sonra altüst olan ressam Ali Ferah’in coskulu anlatisi mi? Sebnem Isigüzel essiz bir kurguyla bu iki unutulmaz kahramaninin nezdinde Istanbul’a çalismaya gelen Ruslari, yillar sonra geri dönen eski bir âsigi, mutsuz hamile bir ev kadinini bir araya getiriyor.Merakla okunan Sarmasik’in bir yerinde söylenildigi gibi “Bu ne polisiye bir roman, ne de bir cinayet romani. Bu tesadüflerin romani.”Sarmasik, içine girebileceginiz ve orada var olabileceginiz bir dünya vaat ediyor.Günümüz Türkçe edebiyatin en özgün yazarlarindan biri olan Sebnem Isigüzel Sarmasik’ta muhtesem bir Istanbul kisi tasvir ediyor.AVVENIRE