Bilgiyi çekici yapan nedir? Neden insanlar bilginin sahibi ya da otoritesi olmak ister? Bilgiye nasıl sahip olunur ve aktarılır? Bir bilgiyi neden birinin adıyla anarız ve ona sahiplik statüsü veririz? Geçmişe, tutkuyla ve derinlemesine ilgi duyan yazarlardan ne öğrenebiliriz?
Jacobs bizi, Anita Desai, Henrik Ibsen, Jean Rhys, Simone Weil, Edith Wharton, Amitav Ghosh, Claude Lévi-Strauss ve Italo Calvino’nun çalışmaları da dahil olmak üzere, çağlar boyunca yazılan özel metinlerle ilgili heyecanlı bir yolculuğa çıkarıyor.
Miras, geçmişten edindiğimiz çoğu zaman kışkırtıcı, tuhaf hatta rahatsız edici fikirlerle ilgilenmenin, sadece bakış açımızı genişletme veya anlayışımızı derinleştirme imkânı değil, aynı zamanda dayanıklılığımızı, hayal gücümüzü ve empati yeteneğimizi geliştirme olanağı sunduğunu göstermeye çalışıyor. Okuyucuları geçmişten gelen seslerle keşfedilebilecek zenginleştirici bilgeliğe yönlendiriyor.
Çılgınlık derecesinde tempolu olan toplumumuzda, sürekli olarak dikkatimiz dağınık ve bilgi kirliliğinden etkileniyoruz. Jacobs, geçmişteki yazar ve düşünürlerle aramızda güçlü bir bağ olduğunu savunarak, günümüz dünyasının stresli ve rahatsız edici taleplerine daha iyi dayanabilmemizi ve gelecek için kalıcı bir bilgi mirası bırakabilmemizi amaçlıyor.
Yaklaşık otuz yıl Wheaton College’da öğretim görevlisi olarak çalışan Jacobs, Baylor Üniversitesi’nde, davranış bilimleri alanında profesör olarak eğitim vermeye ve araştırmalar yapmaya devam ediyor.