“Akıllı kişi akıllı olduğunu bilir. Haydut, bir haydut olduğunun farkındadır. Saf kişi, acı verici bir şekilde kendi saflık duygu-suyla doludur. Tu¨m bu karakterlerin aksine, aptal kişi aptal olduğunu bilmez.”
Ticari bir meta olarak “biber” üzerinden bir Avrupa tarihi yazmak –kulağa her ne kadar çılgınca ya da imkânsız görünse de– mümkün müdür? Peki ya Roma İmparatorluğu’nun çöküş nedenleri arasında kurşun zehirlenmesine dair izler bulmak, insan aptallığının temel yasalarını matematiksel formüllerle ortaya koymak?
“İnsan Aptallığının Temel Yasaları” bal ve av hayvanlarına karşı zaafı olan piskoposların, baharatlı yiyecekleri tercih eden münzevilerin, üzüm bağları için yüz yıl sürecek savaşlar çıkaran kralların ve insanlar arasında yüksek bir orana sahip olan aptalların geçit töreni sırasında, bu sorulara ironik ve bizim için de hayli tanıdık yanıtlar veriyor:
“Gerileyen bir u¨lkede, aptal bireylerin yu¨zdesi daima ‘s’ya eşittir; ancak nu¨fusun kalanında, özellikle iktidardakiler arasında, yu¨ksek aptallık oranına sahip haydutların korkutucu şekilde çoğaldığı ve iktidarda olmayanlar arasındaki safların sayısında eşit derecede korkutucu bir artış olduğu fark edilir. Aptal olmayan nu¨fusun bileşimindeki böyle bir değişiklik, kaçınılmaz olarak aptalların ‘s’ kısmının yıkıcılığını artırır ve u¨lkeyi felakete götu¨ru¨r.”