Koronavirüs (COVID 19) salgını 2019 yılının Aralık ayında Çin’de ortaya çıkıp “ateş düştüğü yeri yakar” misali kısa zaman içerisinde tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Önlenemeyen vaka artışları sonucunda Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020 tarihinde Dünya’da küresel salgın (pandemi) ilan edilmiştir. Covid 19 virüsü öncelikle solunum yolu enfeksiyonu olarak bireylerin fiziksel sağlıklarının bozulmasına neden olmuştur. Sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik halidir. Ne yazık ki bulaşıcı hastalıklar sadece bireylerin fiziksel sağlığını etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda enfekte olsun veya olmasın tüm toplumun ruhsal sağlığını ve refahını da etkilemektedir. Belirsizliğin hâkim olduğu bu süreçte özellikle salgının ortaya çıkışı ve vaka sayılarının arttığı dönemlerde bireylerde hastalanma ve ölüm korkusu, kaygı, umutsuzluk ve stres gözlenmiştir. Bunun yanında salgına yönelik temel önlem olan sosyal izolasyon bireylerin yaşam biçimini ve alışkanlıklarını değiştirmiştir. Zorunlu izolasyon nedeniyle sosyal ilişkiler azalmış ve yalnızlık duygusu artmıştır. Sosyal ilişkilerin ruh sağlığını koruyucu rolü göz önüne alındığında salgının olumsuz ruhsal etkileri kaçınılmaz hale gelmiştir.
Bu kitap okuyucuya, Koronavirüs (COVID 19) pandemi sürecinin daha iyi anlaşılmasında ve yönetilmesinde önemli bir çerçeve oluştururken, güncel literatür bilgileri ışığında temel ipuçları vermektedir.