Arap dünyasinda ve Türkçede Eflatun adiyla da bilinen büyük Yunan filozofu Platon, daha 20’li yaslarindan Sokrates’in en parlak ögrencisidir. Sokrates’in ölüme mahkum edilmesi ve baldiran zehri içerek idam cezasini bizzat infaz etmesi, genç filozof Platon’u derinden etkiler ve o tarihten sonra bütün enerjisini, felsefe ile politika arasindaki iliskiyi, iyi insani, adalet kavramini ve ideal devlet düzenini arastirmaya adar. “Sokrates’leri öldürmeyecek bir devlet düzeni” arayisi ona Devlet’i yazdirir. Platon’un Devlet’i sadece “ideal” bir devletin ilk modeli degildir. Platon, insanin mutlulugu ile de ayni yogunlukta ilgilenir. Ama Devlet’in önemi, biraz da ondaki düsünce zenginligi, düsünce üretme, üretilen düsünceleri gerekçelendirme, sorular sorarak adim adim kanitlama, karsisindakini adim adim ikna etme ya da gerçegi ona buldurma yöntemleridir. Yani Platon’un, hocasi Sokrates’ten ögrendigi ve bütün diyaloglarinda kullandigi, soru – cevap esasina dayanan o ünlü tartisma yöntemi Devlet’te zirveye ulasir.
Platon o yüzden fazla felsefi diyalog yazmistir. Yunanca basligi Politeia olan Devlet, bu diyaloglarin en önemlisi, en kapsamlisidir.
Devlet, ütopya kitaplari dizisinin olmazsa olmazidir. Platon’un amaci kuskusuz bir ütopya yazmak degildir. Yine de Devlet, yazarinin amacindan bagimsiz olarak, birçok arastirmaci tarafindan “ütopyalarin ilk örnegi” olarak kabul edilmektedir.
Kimine göre bütün ütopya kitaplarinin babasidir.