İster üstünde komik sözler yazan kahve fincanları, ister envaiçeşit farklı türde börtü böcek fosili, ne biriktirlerse biriktirsinler bütün koleksiyonerler biraz delidir. Topladıkları şeylerden kendilerine birer dünya inşa eden koleksiyonerler asla mutlu olmayı bilmezler. Dünyaları her zaman biraz eksiktir. Ve belki de en kötüsü, başka birilerinin dünyası daima kendilerininkinden daha iyi olabilir
Küçük koleksiyoner Randolph’un babası, haksız yere suçlanarak işinden olunca, aileleri maddi sıkıntıya düşer. Çareyi, evlerinin üçüncü katına kiracı almakta arayan aile, kısa bir süre sonra eksantrik bir kiracıyla anlaşır.
Eski moda giysiler giyen, küçük komik bir bıyığa sahip, ufak tefek bir adam olan kiracı Bay Karp, üç beş eşyasının yanı sıra yaklaşık üç yüz parçalık ömürsüz koleksiyonuyla sessizce yeni evine taşınır. Gizemli kişiliğiyle dikkat çeken Bay Karp’ın biriktirdiği ömürsüz şeyler neyin nesidir? Farklı ülkelerden toplanmış anı kaşıkları mı? Yoksa, burnundan üfleyerek ya da ayağınla dokunarak çaldığın tipte tuhaf müzik aletleri mi? Belki de küçültülmüş kafalar? Dünyadaki pek çok değerli şey, hatta belki en değerli şeyler bile, ömürsüz olabilir. Peki, ya Bay Karp’ın biriktirdikleri?..
Küçük Randolph hem Bay Karp’ın gizlediği koleksiyon gerçeğini hem de hayatın sırrını keşfetmek üzere. Tabii, Bay Karp’ı kuzeydoğunun birinci en büyük koleksiyoneri yapacak şeyin ardında yatan sis perdesini aralamayı başarabilirse.
Ödüllü yazar Cary Fagan’ın, mütevazi bir aile evinin üçüncü katından Napolyon Bonapart’ın yaşadığı tarihi bir âna uzanan bu özgün hikâyesi okurlarına unutulmaz bir hayat dersi veriyor. Dünyaca ünlü çizerimiz Selçuk Demirel’in karakteristik çizimleriyle zenginleşen Şapkada Eriyen Bay Karp, didaktizmden uzak metni ve su gibi duru üslubuyla her yaştan okurun ve özellikle de koleksiyonerlerin kitaplıklarının baş köşesine yerleşmeyi hak ediyor.