Şairim çağrısı dostşuğa, aşka, yaşama…
“Bir gece habersiz gel bize / Öyle yorgunum ki hiç sorma / Sen halimden anlarsın” diyor Cahit Külebi Dost şiirinde.
“Ama ben en çok şeyi / En kısa zamanda sana söyledim. / Yalnız sana” diyen Özdemir Asaf’ı yüreğimizde hissediyoruz. Hem bu şiir tam Özdemir Asaf’a göre… İçinde r harfi yok.
Ya Can Yücel? Şiirimizde onun yeri bambaşka! Damıtılmış dizeleriyle altüst ediyor bizi: “Kibrit çakıyorsun karanlıkta badem çiçeklerini görmek için / Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift sarnıç gemisi gözlerin / Bir iş açacaksın sen başımıza yangın mı olur artık, bahar mı?
Behçet Necatigil’in hüzünlü sesi geliyor araya: “Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi / Kalbinizi dolduran duygular / Kalbinizde kaldı.” Ona göre sevgiler yarınlara bırakılmamalı; sevginin zamanı olmamalı.
Şiirin hasını zifiri karanlıkta bile gelse ayak seslerinden tanıyan Bedri Rahmi, “Ne zaman bir halk türküsü duysam / Şairliğimden utanırım.” derken halk şiirimizi nasıl da yüceltiyor!
Duygudan Şiire – 2’de güzel dilimizin tüm anlam derinliklerini, inceliklerini nakış nakış işleyen şairlerimizle çıkacağınız şiir yolculuğunu çok seveceksiniz. Bu yolculukta onlar size, ilk etapta olduğu gibi şiirlerin hangi duygularla yazıldıklarını Vildan Güzel’in usta yorumlarıyla anlatacaklar.
Bu kitabı da elinizden bırakmayacak, başucu kitabı yapacaksınız.