Gayemiz hayırlı bir nesil yetiştirmek.
Çocuklarımızın gerçek sahibi değiliz. Onların bizlere Allah;ın birer emaneti olduğunun bilincini taşıyarak, kendi öz değerlerimizle çocuklarımızı yetiştirmeliyiz.
Bizlerin fani hayatta bir imtihanda olduğumuzu düşünürsek, çocuklarımız da bu imtihanın bir parçasıdır. Bu da bizlere çok büyük sorumluluk yüklemektedir. Çocuk sevgimizi ve imtihan sorumluluğumuzu dengede tutmak zorundayız.
Değişen dünyaya ayak uydurabilmek için geleneksel başarılı eğitim usullerini özümüzden kopmadan günümüze taşımalı, her gün kendimizi yenilemeli ve bilgilerimizi güncellemeliyiz.
Hayırlı bir evlat hem bu dünya için hem de ahiret için saadet vesilesidir. Emanettir çocuk çünkü çocuğun maddi manevi eğitiminden ve hayırlı bir kul olmasından anne babası sorumludur.
Birer şehzade veya küçük prenses yetiştirir gibi değil de fiziki açlığını doyurup fikri açlığı ölüme terk etmeden yetiştirmeliyiz. Modern eğitim içinde zayi olan bedenler, çocuklarımız, geleceği inşa edecek nesillerdir.
Çocuklarımıza Allah sevgisini öyle yerleştirmeli ve benimsetmeliyiz ki büyüdükleri zaman “Allah’ı sevdikleri için” O’nun yolundan ayrılmasınlar. Bu sevgi onlardaki imanı koruyacaktır.
Din, zaten gündelik hayat pratiklerimizi çerçeveleyen görev ve bilinç hali değil midir?