Bu kitabin yazarinin babasi, ilk ekmek parasini dayisinin islettigi CHP’nin Il Merkezi’ndeki çay ocaginda çiraklik yaparak kazanmisti. Bu yüzden ilk kurusçuklarini kazandigi CHP’yle arasinda ‘bambaska bir bag’ kurmustu. Bu kitabin yazari olan o çocugun, ‘babasinin ayakta kalmasini saglamasindan ötürü’ CHP’ye ödenmemis bir borcu vardir. Belki de ‘babasinin asla ödeyemeyecegi CHP’ye olan borç’ yüzünden, kendisini ‘gönüllü’ çalisan olarak Halk TV’de bulmustur. Çünkü, nasil bu kitabin yazari hep ‘babasinin elinden tutup CHP mitinglerine götürdügü çocuk’ olarak kaldiysa, babasi da ölene kadar CHP’nin çay ocaginda çalisan ‘küçük çayci’ olarak kaldi. CHP’den aldigi kültür, onu 12 Eylül’de DISK davasinda idamla yargilanacak Türkiye’nin ilk devrimci sendikacilarindan biri yapti. 2015’te Türkiye siyasi tarihinde bir ‘ilk’ yasandi. Ilk kez bir genel seçim, yeni bir ‘seçim’ dogurdu. 7 Haziran’dan 1 Kasim’a bir baska ‘mucize’ gerçeklesti. Tek basina iktidari kaybeden AKP, inanilmaz bir ‘geri dönüs’ yasadi.Özellikle CHP açisindan analize muhtaç bir dönemdi. Genel kaniya göre, CHP ‘dogru’ bir yol tutturmustu ama yine olmamisti! Sorun, CHP’nin Atatürkçülügü daha fazla öne çikarmamasi miydi? Sorun, CHP’nin ‘daha fazla sol’ olmamasi miydi? Sorun, ‘lider’ miydi, yöneticiler miydi?CHP ‘halktan ve gençlikten kopuk’ artik ‘yaslanmis’ bir parti miydi? Asirlik CHP’nin ‘iyi yazilmamis’ kisa tarihine bakildiginda, çok ilginçtir, hep ayni tartismalar dönüyor, sürekli bir ‘de ja vu’ yasaniyor. Tüm bu sorulara, en küçük bir özel hesabi olmaksizin, babasinin CHP mitinglerine tasidigi ‘içimdeki o çocuk’ yanit aradi.(Tanitim Bülteninden)