Sonsuza dek yasamak…Sonsuz yasam miti, Gilgamis Destani’ndan bu yana insanoglunun basina bela getirmekten baska hiçbir ise yaramamistir. Peki, ya bu mit eger bir gün gerçege dönüsürse?..Ingiliz yazar Gemma Malley, 2007 yilinda ilk romani Bildirge’yi edebiyatseverlerin begenisine sundugunda dünya çapinda bir üne sahip olacagini hiç tahmin etmiyordu. Kisa yazarlik kariyerinde hizli ve emin adimlarla yürüyerek birçok distopik esere imza atan Malley, özgün tarziyla begenilen isimlerden biri haline geldi. Geçmislerinden kaçarak iyi bir gelecek kurma umuduyla birbirlerine tutunan Anna ve Peter’in macera ve gerilim dolu yasam mücadelesine “gerçekçi” bir ayna tutan üçleme, Bildirge ve Direnis’in ardindan üçüncü kitabi Miras’la noktalaniyor.Yil 2142. Herkesi genç tutmayi basaran, ölümle bile savasarak insanogluna binlerce yildir hayalini kurdugu sonsuz yasami bagislayan Uzun Ömürlülük, kaynagi tam olarak kesfedilemeyen ölümcül bir virüsün tehdidi altindadir. Her türlü ölümcül organizma karsisinda kesin üstünlügü olan Uzun Ömürlülük’ün tehlikeli bir virüse yenik düsmesi büyük bir sok etkisi yaratmistir. Ingiltere’yi dünyanin en önemli ülkesi haline dönüstüren Uzun Ömürlülük gerçegi, bir çöküsle karsi karsiyadir. Anna ve Peter’i bu kaotik ortamda amansiz bir mücadele beklemektedir.Malley, uzun süredir üzerinde çalistigi Miras’i kaleme alirken, serinin ilk iki kitabina sikça gönderme yaparak, Bildirge efsanesi ile yeni tanisan okurlarin dikkatini çekecek ve rahat bir okuma saglayacak ustaca bir kurgu hazirlamaya özen göstermis. Miras ayni zamanda yazarin Bildirge ve Direnis kitaplarinda karsilastigimiz olaylar ve gerçekler karsisinda kendimize yönelttigimiz felsefi sorularin çözümlenmesi için küçük ipuçlari paylasmayi da ihmal etmiyor.