John Hick, uzunca bir zamandir Hristiyanligin büyük dünya dinlerinden biri oldugu seklindeki farkinda olusun geleneksel Hristiyan doktrinlerini yeniden düsünmeyi gerektirdigini iddia etmektedir. Hick’in bizzat kendisi büyük dünya inançlarini, Tanri olarak adlandirdigimiz Nihaî Gerçekligi yasamda kavrama, tecrübe etme ve O’na yanit vermede oldukça farkli ve esit derecede geçerli yollar olarak görmektedir. Günesin isiginin muhtesem bir renk tayfi içinde yeryüzü atmosferine ulasmasi olarak gökkusagi, Ilâhî Isigin beserî dinî kültürlerimizin içine islemesini ifade eden bir mecazdir.Bu fikir/anlayis pek çok mahalde hos karsilanmis, ancak bazi mahallerde de ciddi elestiri konusu olmustur. Elinizdeki bu eserde Hick, söz konusu elestirilere cevap vermeye çalismaktadir. Bunu da büyük oranda filozofu temsil eden Phil ve teologu temsil eden Grace ile diyalog içinde yapmaktadir.Kitapta Hick ilk önce teolojik münakasa üzerine bir giris yapmakta ve daha sonra da kendi çogulcu hipotezlerini ana hatlariyla izah etmektedir. Sonraki bölümlerde ise dinsel çogulculuga yöneltilen felsefî ve teolojik elestirileri filozof ve teologla tartismaktadir. Bu baglamda tartisma konusu edilen konularin basinda Gerçekligin beserî idrak sistemlerinin ötesinde yer almasi, inkarnasyon ve biriciklik, kurtulus, misyon ve diyalog gelmektedir. Son bölümde ise Hick, kendini diger dinler arasinda bir din olarak gören bir Hristiyanlik portresini okuyucuya sunmaktadir.Süphe yok ki Hick’in yaklasiminin kendilerine yarari olan tüm inanç mensuplari onun bu ilave açiklamalarini hosnutlukla karsilayacaktir. Yine süphe yok ki söz konusu açiklamalari kendileri için kuvvetli bir meydan okuma olarak görenler de onlari sadece Hick’in degil kendi görüslerini de yeniden düsünme konusunda bir firsat olarak mütalâa edeceklerdir.