“Çanakkale” adinin her dilde kültürde adeta mistik bir tinisi vardir. Mekanin bizi oldugu kadar ziyaretine gelen tüm yabancilari dahi sarip sarmalayan o büyülü atmosferini bir yüzyildir dile getirmeye çalisiyor kalemler… Nice efsaneler doguyor bu kan çiçeklerinin açtigi topraklardan… Bu kez bir sözüm ona cansiz ( Mydos’t) Iskelesi katiliyor, o kervana. 1915’e gelinceye degin sahit olduklarini aktariyor bize… Hem de sevgi dolu yüregiyle… Üzerine basip geçenlerin hepsini hosça kucaklayarak. Satirlardan yükselen sicaklik kalbinizi burkacak, ama zorlamadan, abartmadan, en dogal akisiyla süregiden o üslup sizi bir insanlik terapisine tabi tutacaktir. Tebrikler.
– Prof. Dr. Mim Kemal Öke
Mydos’t Iskelesi Çanakkale, yazarin sahsinda bir sairle nasirin el ele vererek kurguladigi bir romandir. Bu yüzden kimi karakterler azade bir misra gibi yalin ve içe isleyici, kimi karakterler de nesir gibi yogun ve oylumludurlar. Fazil Sayin, sicak, canli, akici, duygulara ve yürege dokunan üslubu ile edebiyatimiza rahat okunan bir eser armagan etmistir.
– Prof. Dr. Ziya Avsar
Mydost, Türk Edebiyatinda yeni bir dönemin baslangici, Çanakkale Savasi’nin süjeden objeye dönüsümünün, romansi anlatimda insanin olaya galip gelisinin Türk romanindaki adeta betimsel Çanakkale abidesi. Türk yapimi filmlerde ve Türk yazini tarihi romanlarda görmeye alistigimiz ve bizi çok sikan olayin içinde kaybolan insanin, adeta ben buradayim diye haykirisi Mydost. 
– Yrd. Doç. Dr.Halil Ersin Avci
“Su Bogaz Harbi”ne giden sürecin içinden insana ve insani olana dair sicak bir “Çanakkale” anlatimi… Renkli ve sahici duygular. Kivrak kalemi, duygusal ve akici dili, orijinal ve sürükleyici konusu, calib-i dikkat kurgusuyla sirin bir mekân üzerinden mücerred bir panoramayi gönüllere naksetmeye aday bir roman. Fazil Sayin’i ve nasirini tebrik ediyorum.
– Mehmed Fatih Can
Osmanli döneminin son demleri, Çanakkale’nin sosyal hayatini kesfedebildigimiz Mydos’t Iskelesi, tarihi bir romandan çok öte, dönemin sosyolojik veri tabani kadar zengin bir çalismayi ifade etmektedir…
– Süleyman Faruk Göncüoglu
”19. asrin çocuklariydik, düsmanlastik, savastik; esir de olduk esir de ettik, ölmesini de bildik, Osmanli kalmasini da. Yalniz, tutsak olmasini bilememisiz ki modern zamana; romanini nesrettik, 20. asrin modern dimaglarina…”
– Ilker Alptekin