Toprak kokusundan büyük sehre, gecekondu yasamindan barmenlige, Alanya’dan Isveç’e ve dünyanin 80 ülkesine! “Apaçi” deyip de anlayamadiklarimizi modern bir masala dönüstürmüs Angutyus’un beklenen ikinci kitabi ile bu kez Ingiltere’deyiz.’Belki bir kösede ölecektim. Ailem cesedime bile ulasamayacakti. Artik adim, soyadim, nereden geldigim, nerelere gidecegim önemli degildi. Belki farkinda degildim ama ben o gece sadece dönüs biletimi yakmamistim. Yalan dünyami da yakmistim. Kol gibi hayatin gerçekleriyle bas basaydim artik, tek tabanca… Hani demistim ya, masallar dinlemeden büyüyen çocuklarin masallar gibi hayati olur. Madem masallar dinlemeden büyümüstüm, öyleyse kendi masallarima inanacaktim. Madem kendi masalimi yasiyordum, o halde bana bir masal kahramani lazimdi. Ben de kendi kendimin kahramani olurum, dedim. Dogru mu yaptim, yoksa yanlis mi? Hiç düsünmedim o günden sonra.’ -Angutyus (kitaptan)”Masalin bittigi yerde Apaçi Masali baslar.” -Hakan Biçakci, yazar“Sizi uzaklara götürüp orada öylece birakan bir masal, okudugum en sürükleyici kitaplardan birisi. Beklemediginiz yerlerden vurursa sizi, ben karismam. Faking Kebabman…” -Selçuk Erdem, karikatürist“Angutyus’un hikâyesi bambaska. Yazarlar kulübünün kapisindan “bi arkadasa bakip çikicam” diyerek girmesini demiyorum. Hikâyesini internet üzerinden anlatisi, bunu yaparken tüm edebi dogmalari kenara atip hikâyesini “sana” anlatmasi, “sözlük” gibi bir dinamigi bambaska bir yazin olusturma yöntemine çevirmesi hâlâ kalem elde kagit basinda bekleyenlere ibret olmali.” -ssg (Sedat Kapanoglu), eksi sözlük kurucusu)