Selim İleri’nin önsözü,
Serdar Soydan’ın titizlikle hazırladığı kronolojik biyografisiyle
İki insanın birbirini sevmesi mümkün müdür? Yoksa kendine tapan kadın Sârâ’nın dediği gibi insan kendisinden başkasını sevemez mi?
Suat Derviş’in Gece Postası gazetesinde 1947 yılında tefrika ettirdiği ve büyük ilgi gören Kendine Tapan Kadın ilk kez kitap olarak okurla buluşuyor. Fosforlu Cevriye’den hemen önce kaleme alınan Kendine Tapan Kadın, sınıf çatışmasını, insani hırsların ve çıkarların toplumda açtığı büyük yaraları bütün çarpıcılığı ve cesaretiyle ortaya koyuyor. Genç bir kadının çocukluğunda açılan derin bir yara onu nasıl bir zalime dönüştürür ve en büyük zararı yine nasıl kendisine verir adım adım gösteriyor Derviş.
Titiz ve yoğun arşiv çalışmalarıyla ortaya çıkarılan Suat Derviş külliyatının mihenk taşlarından biri olan Kendine Tapan Kadın yetmiş bir sene sonra okurla buluşuyor.
Kendine Tapan Kadın’ı -gerçekten soluk soluğa- okuyup bitirdiğimde, bu yaz, Ağustosta, kendi kendime Unutulmayacak bir roman! dedim. Anlatışıyla, ele aldığı sorunla, bazı benzersiz sahneleriyle, kurgusuyla, Hele Etmeyezli Sârâ’sıyla.