‘’Tarihin derinliklerinden süzülen “Tahtsız ve Bahtsız Şehzade Kutalmış” tarihçi-yazar Ahmet Erdal’ın buram buram tarih kokan son romanı. Bir roman olmanın ötesinde, Türklerin tarih sahnesindeki önemli bir kesitini edebî kurgu içerisinde ele alması açısından ayrıca takdire şayan. ?leme nizam vermek üzere yeryüzü coğrafyasının dört bir yanına yayılan Türkler, Kutalmış’la Kızılelma’ya ulaşmak için hiçbir engel tanımamışlardır.
Devlet olmanın özlemiyle yanıp tutuşan Türkler, bu ülküyü gerçekleştirdikten sonra adaleti, merhameti ve insanlığı bütün fertleriyle yaşayarak ebed müddet varlıklarını devam ettireceklerdir.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu Süleyman Şah’ın babası ve Arslan Yabgu’nun oğlu Kutalmış’ın hayatının anlatıldığı “Tahtsız ve Bahtsız Şehzade Kutalmış” bir solukta okuyuvereceğiniz mükemmel bir roman olarak karşımızda durmaktadır.’’
Nusret Kılıç
“Beyim, Yabgu orduyla sefere çıkmış. Yanında dün Yabgu ile toplanan beyler varmış.” dedi. Habere Selçuk Bey’in canı sıkıldı. Yüzünün aldığı şekil sıkıntısını açıkça belli ediyordu, ses tonu da. Altuğ’a dönerek:
“Nereye sefer eylermiş?” diye sordu.
“Beyim kimse bilmez. Kınık alplarını yanına almamış.” dedi.
“Evet, Altuğ oyun başladı. Gözünü dört aç. Bu işin sonu: ya devlet başa ya da kuzgun leşe olacak. Benim leşimi kuzguna yedirme niyetim yok bilesin.” diyerek hızla otağdan çıktı. Eyerli duran atına atladığı gibi, Yenikent yollarından çıkıp düz ovaya sürdü. Yıllar önce böyle atıyla çıktığında başında dönen kartal yine dönüyordu. Altuğ ve beş alp da kendisini izliyorlardı.